Dilge Doğan
DefineX - Head of People
Gençler selam!
Mezun olmak ve iş aramaya başlamak için tuhaf bir dönem içerisinde olduğumuzun farkındayım. Endişelenmeniz, korkmanız, telaşlanmanız, geleceğiniz ile ilgili kendinizi bir duygu roller-coaster’ına binmiş gibi hissetmeniz ve kaygılanmanız çok normal. Bu tip aykırı durumların yan etkileri, aldığınız staj veya iş teklifinizin geri çekilmesi, açık pozisyonların durdurulmuş veya belirsiz bir süre ile ertelenmesi gibi sonuçlar olabiliyor.
99 depreminde ben Kanada’daydım. Ama, uzak olmak vatanında hissedilene duyarsız kalmak demek değildir. Hatta, uzakta olan biri belki de çok daha fazla negatif etkileniyordur olan bitenden. Çünkü, üzüntünü yansıtabileceğin ve paylaşarak dağıtabileceğin sosyal çevren yetersiz ve artı olarak da sosyal medya kullanımı kısıtlıydı açıkçası -birkaç chat uygulaması dışında- ve o dönemde haber alınan kanallar günde bir kez güncellenen online gazetelerdi sadece. Lafı fazla uzatmadan, nesil olarak deprem, iki ekonomik kriz, sıra sıra siyasi inişler çıkışlar görmüş biri olarak, size her inişin, her kayboluşun bir çıkışı olduğunu garanti edebilirim. İçerisinden geçtiğimiz bu sürecin akışında kalarak, aslında kariyer ve deneyim açısından “herkes” ile benzer bir durumda olduğunuzu fark edin.Bu yazıda sizlere deneyimlerimi yansıtarak, taktiksel anlamda bu süreci nasıl olumlu yönde değerlendirebileceğiniz ile ilgili bazı ipuçları paylaşmak isterim.
Eşi benzeri olmayan bir anahtar: Networking
Şirketlerde açılan pozisyonların % 85’inin içeriden referans yoluyla kapandığını biliyor muydunuz? Bu dönemi açık pozisyonlara online başvurularınızın yanı sıra, bağlantılarınızı sağlamlaştırmak ve çoğaltmak ile kullanmanızı tavsiye ederim. Ulaşmak istediğiniz kişilerin e-mail adreslerini, çalıştıkları şirketlerin website’lerinden bulabilir veya ilgili iletişim kanallarından kendinizi tanıtan ve amacınızı belirten ve neden o sektör veya şirkette çalışmak istediğinizi çok net bir şekilde açıklayan bir ön yazı ile bilgileri rica edebilirsiniz. Bu kişiler ile bağlantı kurduğunuzda onları sanal bir kahve molasına bile davet edebilirsiniz. Eminim, evde ufak bir molaya kimse hayır demeyecektir
Ajandaları yoğun olan kişilere ulaşırken, sizler de bir ajanda ile gitmelisiniz. Yani, şirketlerine neler sunabileceğinizi anlaşılabilir bir şekilde ifade etmelisiniz. Geneli itibariyle yavaşlayan sektörlerde bahar temizliğine gidilir, eğer kariyer düşündüğünüz sektör yavaşlayan alanda ise, operasyonel anlamda yapabilecekleriniz ve sağlayabileceğiniz destek ile ilgili kulağa kar suyu kaçırmakta her zaman fayda vardır!
Şirketler sadece iş arayan birini işe almak istemezler. Açtıkları pozisyonu arayan birini işe almak isterler.
Essssneee
Kariyer hedefinizi ve vizyonunuzu tekrar gözden geçirin, eğer pandemi esnasında ve sonrasında yara alacak sektörlerden birini hedeflediyseniz -ör: seyahat sektörü-, sektör kendini toparlayana kadar farklı hangi alanda ve sektörde kendinizi geliştirebileceğinizi araştırın. Dönemsel olarak lokasyon değiştirmeyi bile göze alın derim. İstanbul için yeterince rekabet var zaten
Bir yerden başlamalısınız yeter ki tecrübe edinmiş olun. Şu meşhur Google’da bile mülakatlarda sorulan sorular yön değiştirdi. Okul ve derece belirleyici bir faktörken, son zamanlarda artık ilk “paranızı” ne zaman ve nasıl kazandığınızı sorguluyorlar. Çünkü, kayda değer olsun olmasın, sizin profesyonel bir alışverişe girmiş olmanızın zor zamanlarla baş edebilme yeteneğiniz ile doğru orantılı olduğu saptanmış! Müşteri hizmetleri, lojistik şirketleri, e-ticaret şirketleri, biyoteknoloji veya medikal ürün tedariği yapan şirketlere hatta çağrı merkezlerine başvurmayı düşündünüz mü? Bu sektörlerin hemen hemen hepsinde önümüzdeki günlerde, haftalarda ve aylarda işe almaya devam edecek çok sayıda şirket var.
Bu işverenler kritik düşünme, liderlik, karar verme, araştırma becerileri, tasarım becerileri ve bilgi yönetimi gibi özellik ve yetkinlikler arıyorlar.
Kendinizi keşfedin!
Okulda ve stajlarınızda edindiğiniz beceri ve yetkinliklerinize objektif bir gözle bakın, belki bu becerileri farklı iş kollarına da transfer edebilirsiniz, derinlemesine araştırın. Zayıf olduğunu düşündüğünüz ve size kariyerinizin primitif yolculuğunda tam da kendinizi keşfetmeye çalışırken ayak bağı olarak hissettirecek her ne varsa bunu bulun ve geliştirmek adına küçük ama spesifik adımlarınızı bugünden atmaya başlayın.
Önemli ve geçerli olan, aslında bu “an” koşulları neyi gerektiriyorsa onu yapabilmektir.
Unutmayın, veba salgınından sonra Avrupa rönesans ve reforma sürüklendi. Koronavirüs salgını, sonrasında acaba dünyada nasıl bir etki yaratacak? Yeni normalin bir önceki normali nasıl içereceğini ve dönüştüreceğini sadece gözlemleyin ve fark edin. İyi bir hayatın anlamının, materyalist terminolojilere yüklendiği, insan öz benliğinin geçiştirildiği ve göz ardı edildiği geçtiğimiz dönemde, bu dönem nelerin başlangıcı olacak?
Kendimizle barışarak çıkacağımız bu pandemi sonrası, sosyal çevrenin bireysel başarılardan soyutlandığı, grup yetkinliklerinin önem kazandığı bir dönemde, daha çok eşitlik ve sosyal çevrenize “geri verdiğiniz” değerler ışığında bugün atacağınız adımlar neler olabilir? Hangi beceri ve yetkinliklerini geliştirirsen SEN bir takımın üyesi, bir parçası olabilirsin?
Kazananlar daha çevresel, eşitlikçi, manevi yönden açık fikirli ve kültürel açıdan makro ölçekte farkında olan birileri olacak. Eski bir öğreti bütünlüğü iki cümle ile özetler aslında:
“Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum.”
“Ben, ben olduğum için sen, sensin.”
SEN, buna ne kadar hazırsın?